Zafer Blog

YILDIRIM BEYAZİD

Yıldırım Bayezid (Beyazıt) Devri (1389 -1402)



Murad Hüdavendigar Gazi'nin ölümü üzerine, düşmanı kovalamakta olan büyük şehzadeleri Yıldırım Beyazıt Han, ordunun konak yerine gelip tahta geçti. Öte yandan her yana bölük bölük askerler yollanarak düşman ülkeleri yağma ettirildi. Ordugah, sayısız tutsak ve ganimetlerle dolup taştı.

Rumeli sınırları sağlamlaştırılıp güven altına alındıktan sonra yeni sultan Anadolu'ya dönüp Anadolu beyleri (Tavaif-i Mülûk) elinde bulunan Aydın, Saruhan ve Menteşe sancaklarını Osmanlı topraklarına katıp ülkesini genişletti. Rumeli Beylerbeyisi Timurtaş Paşa da Kratova madeni ile o çevrede bulunan öteki madenleri ele geçirip sayısız ganimet malları ile hükümdarın yanına döndü.

Hıristiyan hükümdarların birleşmesi konusunda Karamanoğlu'nun eli olduğu ve belki de başlıca kışkırtıcısı bulunduğu kesin olarak bilidiğinden cezası verilmek amacı ile Osmanlı Bayrağı dalgalandırılıp yola çıkıldı; Germiyan, Teke ve Hamit toprakları, sahipleri ellerinden alındıdı. Karamanların elinde bulunan Konya, Akşehir ve Niğde şehirleri Osmanlı ülkesine katıldı. Karaman Oğlu'na, Larende ve Taşeli kasabaları bırakıldı.

Eflak Hakimi, vermekle yükümlü bulunduğu vergiyi yollamakta geç davrandığından Yıldırım Bayezid Han H. 793/M. 1391 yılında bunun üzerine yürüyüp ordusunu bozguna uğrattı ve vermekte olduğu eski vergiyi iki katına çıkardı.

Karamanoğlu Alaeddin Bey, Sultan Yıldırım Beyazıt Han'ın Rumeli yakasına geçmesinden yararlanarak Osmanlı ülkesine saldırınca Yıldırım Han, hızla Anadolu'ya geri dönüp yapılan savaşta tam bir zafer elde etmiş ve Karaman Oğlu ortadan kaldırılmıştır.

Sivas ve Tokat bölgeleri de Tatar kabilelerinden olan Kadı Burhaneddin'in elinden alındı.

Eflak Hakimi'nin ayaklanmasının, Kastamonu hükümdarı bulunan Isfendiyar Oğlu'nun kışkırtması ile meydana geldiği anlaşıldığında Sultan Yıldırım Beyazıt, haddini bildirmek için o tarafa yönelince Isfendiyar Oğlu Sinop'a kaçtı. Sinop Kalesi’nin kendisine bırakılmasını istenilince Kastamonu ve Küreinühas (Bakır Küresi) Osmanlı ülkesine katılmakla yetinildi. Ele geçirilen bu yeni yerlere şehzadeler ve komutanlar gönderildi.

Osmanlılara karşı olmak üzere Venedik, Fransa ve öteki Avrupa hükümdarlarının Selanik kıyılarına çok sayıda asker çıkardıkları duyuldu. Sultan Bayezid Han, H. 796/M. 1394 yılında hızla oraya ordu sürerek gelen düşman ordusunu kılıçtan geçirdi ve Selanik ile Yenişehir kalelerini aldı.

H. 797/M. 1395 yılında Edirne'de asker toplanıp İstanbul surları kuşatıldı ise de Macar Kralı, Osmanlı Padişahını bu işten caydırmak için 100.000 den çok bir müttefikler ordusu teşkili ile Niğbolu kalesini kuşatınca, zorunlu olarak İstanbul kuşatması kaldırılıp o yana gidildi ve düşman ordusu bozguna uğratıldı.

İstanbul'un yeniden kuşatılması amacıyla Göksu Mesiresi'nin üst yakasında "Güzelcehisar" denen "Anadoluhisarı" yapıldı Bunun üzerine Bizans Kralı, her yıl 10.000 altın vergi vermek ve İstanbul şehri içinde bir İslam mahallesi kurulup kadı ve imam atanmak koşulları ile aman dileyip durum gereği olarak bu istek kabul edilip barış yapıldı. Bundan sonra bölük bölük ordu düzülüp Tırhala ve Atina şehirleri Bizanslılardan, Divriği, Kemah ve Behisni bölgeleri Türk sahipleri elinden alınıp Osmanlı topraklarına katıldı.

Tarihlerde uzun uzun anlatıldığı üzere 15 - 20 yıldan beri Semerkand taraflarında ortaya çıkıp Müslüman ülkeleri karıştıran Timurlenk, o bölgelerdeki hükümdarları yenilgiye uğratıp büyük bir topluluk ve ordu düzüp Irak'ın Arap ve İran bölgeleri ile Azerbaycan'ı ele geçirdi.

Bağdad Padişahı olan Sultan Ahmet Celayir ve Tebriz Hükümdarı bulunan Kara Yusuf, Timur'un yıkıcı gücünden korkarak sultan Bayezid'e sığındılar. Öte yandan Yıldırım'ın memleketlerini ele geçirdiği Anadolu Beyleri de Timur'a sığınıp Osmanlı Sultanlarından şikayette bulundular. Timur’un adamlarından olup Azerbaycan bölgelerinde hüküm süren Taharten üzerine Yıldırım Beyazıt Han saldırarak kadınlarını ve çoluk çocuğunu tutsak etmekle bu yüzden ve iki tarafta bulunan sığıntı beylerin kışkırtmaları ile ortaya çıkan olaylar, haberleşmeler   ve   mektuplaşmalar,   azarlamalar,   mağrur  Timur'un Osmanlı ülkesine girişi ile sonuçlandı.

Kan dökücü Timur H. 803/M. 1400 yılında Anadolu'ya yönelip Sivas şehrini yakıp yıktı. Ahalisine türlü eziyetler ettikten sonra Şam ve Halep bölgesine geçti. Buraları korumak için Suriye'ye gelen Mısır Hükümdarını yenilgiye uğratıp her zamanki adeti üzere oraları da yağma ve türlü zulüm ve işkenceler yaptı.

Ertesi yıl sonunda, abartısız 200.000 den çok Timur askeri ile 120.000 kişilik Bayezid Han ordusu, Ankara'nın Çubuk Ovası'nda8 büyük bir savaşa tutuştular. Osmanlı ordusu tam bir bozguna uğradı ve sultan Beyazıt Han tutsak edildi. Sultan Yıldırım Bayezid Han, tutsaklığının sekizinci ayında ve saltanatının onüçüncü yılında 43 yaşında iken (Akşehir'de) öldü.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol